Bir cinayet vakasını okuduğumuzda veya duyduğumuzda, kurbanı tanımasak bile içimizde tarifi zor bir ürperti oluşur. Bugün sizlere bahsedeceğim cinayet vakası da tam olarak bu tarz bir hikayeye dayanmaktadır. Bir korku filmi senaryosunu aratmayan, gece uykularınızın kaçmasına neden olabilecek türdeki bu cinayet bundan tam 63 yıl önce gerçekleşmiştir. Gelin şimdi de bugünden 1957 yılana giderek kanımızı donduran bu hikayeyi daha yakından inceleyelim.
Her şey Amerika’nın Philadelphia şehrinde başladı. Ormanlık bir alanda misk sıçanı yakalamak için fare tuzakları kuran bir adam karton bir kutu bulmuştur. Bulduğu kutunun içerisinde 4-5 yaşlarında bir erkek çocuğunun cesedi durmaktadır. Çocuk tamamen çıplaktır ve bir battaniyeyle sarılmıştır. Adam bu durumu polise bildirmekten korkmuştur çünkü eyalet kurallarına göre misk sıçanı avlamak yasaktır. Adam bundan dolayı ceza alacağını düşündüğünden ihbarda bulunmak istememiştir.
Olaydan birkaç gün sonra aynı yerde duran karton kutu bu sefer genç bir kolej öğrencisi tarafından fark edilmiştir. Genç, olaya dahil olup başını belaya sokmaktan korktuğu için ilk başta polise haber vermese de ertesi gün dayanamayarak polisi arayıp durumu anlatmıştır. İhbar üzerine polis olay yerine giderek küçük çocuğun cesedini bulmuştur.
Çocuğun cansız bedeni üzerinde birçok yara olduğu görülmüştür. Yapılan incelemeler sonrasında çocuğun çene kısmında derin bir yara izine ve vücudunun farklı bölgelerinde oluşmuş morluklara rastlanmıştır. Ayıca kutunun içerisinde çocuğa ait olan kesilmiş saç parçalarına rastlanmıştır. İnceleme sonuçları bu saçların çocuk öldürüldükten sonra kesildiğini göstermiştir.
Çocuğun içinde bulunduğu kutuda tespit edilen parmak izleri incelenmiştir. Bu şekilde katilin kolaylıkla bulunabileceği düşünülse de incelemeden hiçbir sonuç çıkarılamamıştır. Parmak izleri şu ana kadar polis raporlarında kaydı olan kimseyle uyuşmamıştır. İşin daha da ilginci çocuğu parmak izi incelendiğinde de herhangi bir sonuç elde edilememiştir. Çocuğun kim olduğu, nereden geldiği ve ailesi tespit edilememiştir. Katil, çocuğun bedenini çamaşır suyuyla yıkadığından ipucu olarak değerlendirilebilecek hiçbir şey bulunamamıştır.
Çocuğun içerisinde bulunduğu karton kutu polisin elindeki tek delildir. Kutunun içerisinde daha önceden bir bebek beşiği olduğu ve cesedin bulunduğu ortamdan 25 km uzaktaki bir dükkandan alındığı tespit edilmiştir. Ürünün çok kısa bir süre önce satın alındığı da bulgular arasındadır. Araştırmayı iyice derinleştiren polis ürünü satın alan 12 kişi olduğunu bulmuştur. Ancak bu 12 kişi de nakit para kullanarak alışveriş yaptığından izleri bulunamaz.
Çocuğun fotoğrafının basılı olduğu broşürler ülke geneline dağıtılmış, ancak polisin tüm uğraşlarına rağmen katil veya çocuğun ailesi bulunamamıştır. Ayrıca ormanlık arazide defalarca yapılan araştırmada mavi bir çocuk şapkası ve bir çocuk atkısı bulunmuş ancak bunlar da katili bulmak için yeterli olmamıştır.
Olay aydınlığa kavuşturulamamış ve dava kapatılmıştır. En sonunda Philadelphia dedektifleri tarafından hazırlanan bir cenaze töreniyle çocuk gömülmüştür.
1998 yılında, yani olaydan 41 sene sonra incelemeler yeniden başlamıştır. Çocuğun mezarı tekrar açılarak diş ve kemik kalıntılarından örnekler alınmıştır. Tıptaki ve teknolojideki tüm gelişmelere rağmen araştırmalar yine sonuçsuz kalmıştır.
Cinayetin gerçekleştiği yıllarda çocuğun kim olduğuna ve başına neler geldiğine dair çeşitli teoriler ortaya atılmıştır. Bu teorilerden en bilindik ve akla yatkın olanı çocuğun aslında bulunduğu ormanlık alana çok yakın bir bakım evinde yaşadığıdır. Polis bakım evinde yaptığı incelemeler sonucunda çocuğun içinde bulunduğu kutuda satılan bebek beşiğiyle aynı marka bir beşik bulmuştur. Polisin bulduğu bir diğer delilse çocuğun sarılı olduğu battaniyeye benzeyen battaniyelerin bu bakım evinde de olmasıdır. Araştırmacılar, kutudaki çocuğun bakım evinin sahibinin üvey kızına ait evlilik dışı bir çocuk olabileceğinden şüphelenmişlerdir. Bakım evinin sahibi olan adamın evlilik dışı doğan torunundan kurtulmak isteyeceği üzerinde durulmuştur. Ancak bu teori asla kanıtlanamamıştır.
Günümüzde bile hala olayın üzerindeki tozlu sır perdesi kaldırılamamıştır. Ne çocuğun kim olduğu ne de bu vahşi cinayeti kimin işediği bilinmektedir. Vakanın sonunda karton kutuda bulunmuş bu küçük çocuğa “Amerika’nın bilinmeyen çocuğu” lakabı takılmıştır.
Bu tarz gizemli olaylar ilginizi çekiyorsa Tarihin Çözülememiş 7 Gizemli Olayı yazımıza göz atabilirsiniz.
Tarihteki çözülememiş cinayet vakaları arasında en merak uyandıran olaylardan biri olan Jennifer Fergate’in ölümü hakkında bilinenleri incelediğimiz Kimsenin Tanımadığı Kadın Jennifer Fergate başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz.