20 Nisan 1999 günü ABD’nin Colarado eyaletinde çok acı bir olay yaşandı. Eric Harris ve Dylan Klebold isimli iki arkadaş öğrencisi oldukları Columbine Lisesi’ne silahlı saldırı düzenlediler. Olayda 13 kişi hayatını kaybederken 24 kişi yaralı olarak kurtuldu. O dönemde ABD tarihinin en ölümcül okul saldırısı olarak kayıtlara geçen Columbine Lisesi katliamı, ABD’nin en büyük toplumsal problemlerinden biri olan okul baskınlarına bambaşka bir boyut kazandırmıştı.
Katliam Yaratan Bir Arkadaşlık
Columbine Lisesi katliamının failleri Eric ve Dylan sorunlu bir çocukluk geçirmiş iki gençti. Bu ikilinin bir araya gelmesinin ortaya ABD tarihinin en büyük okul katliamını çıkaracağını kimse bilmiyordu.
Eric babasının işi dolayısıyla çok sık okul değiştirmiş, bu nedenle gittiği hiçbir okula uyum sağlayamamış ve bir ortama ait olamamış biri. Psikolojik problemleri nedeniyle de ilaç kullandığı biliniyor. Liseye başladığı dönemde Almanca öğrenmeye başlıyor ve Alman kültürüne merak salıyor. Alman müzik gruplarına hayranlık duyuyor ve parasının büyük bölümünü müzik kasedi alarak harcıyor. Farklı zevkleri nedeniyle okuldaki arkadaşları tarafından garipsenen, dışlanan Eric bazı öğrencilerin tacizlerine de maruz kalıyor. Sonuç olarak okul onun için cehennemden farksız bir yer haline geliyor.
Dylan ise eğitimli bir ailenin çocuğuydu. İyi aile yaşantısına rağmen depresif kişiliği nedeniyle sosyal hayata uyum sağlamakta zorlanıyordu. Genellikle içine kapanık biri olarak tanımlanan Dylan da Eric gibi müziği ve yazmayı çok seviyordu. Günlüklerinde sık sık intihar fikirlerinden bahsetmesi de içinde bulunduğu psikolojik durumu gösteriyordu. Söylenene göre Dylan’ı içinden çıkılmaz bir duruma sokan olay ise bir kız meselesi. Kendisine çok yakın hissettiği bir kıza aşık oluyor ancak utangaç biri olduğu için kıza bir türlü açılamıyor. Bu durumu kafasına çok takan Dylan, psikolojik açıdan yerle bir oluyor.
Ortak zevkleri sayesinde kısa sürede yakın arkadaş olan Eric ve Dylan ikilisi zamanlarının büyük bölümünü birlikte geçirmeye başladılar.
Katliamın Perde Arkası
ABD tarihinin en ölümcül okul baskınlarından biri olarak tarihe geçen Columbine Lisesi Katliamı elbette bir sabah doğaçlama olarak gerçekleşmedi.
Eric ve Dylan şehirdeki insanlardan farklı beğenilere sahiplerdi. Bu nedenle özellikle okuldaki arkadaşları tarafından ucube muamelesi görüyorlardı. Ayrıca okulun spor takımında yer alan öğrencilerinin zorbalıklarıyla uğraşıyorlardı. Garipsenmenin, dışlanmanın sonucunda ikilinin içinde saldırgan fikirler filizlenmeye başladı.
Eric ve Dylan’ın olayları planlı programlı bir okul katliamına dönüştürmelerini başlatan olaysa birlikte suç işlemeye karar verip polise yakalanmaları oluyor. Söylenene göre nezarethanede geçirdikleri geceden sonra adını Natural Born Killers olarak koyacakları katliam planını tasarlamaya başlıyorlar. Bu isim ikilinin sevdiği bir filmin adından geliyor.
Her Şey NBK İçin!
Toplumdan intikam almayı kafalarına koyan ikili artık tüm zamanlarını NBK adını verdikleri büyük katliamı planlamakla geçirmeye başlamıştı.
Yaşı yeten birini bulup silah edindiler, evde bomba yapmayı öğrendiler, okulun krokisini çıkardılar ve atış talimi yapmaya başladılar.
Katliam Günü
20 Nisan sabahı saat 11:00’de okula geldiler. Asıl hedefleri okulun kafeteryasına ve kapının girişine park ettikleri arabaya yerleştirdikleri bombaları patlatmak ve sonrasında ellerindeki makineli silahlarla önlerine çıkanı vurmaktı. Aynı oynadıkları video oyunundaki gibi bir ortam yaratmaya çalışmışlardı.
Bombalardan birini daha önceden gözlemledikleri üzere kafeteryanın en kalabalık saati olan 11:17’de patlatmayı planlıyorlardı ancak kafeteryadaki bomba patlamadı. Ana planları sekteye uğrayan ikili bunun üzerine 11:19’da okul bahçesine patlayıcı fırlattı. Patlayıcı tam olarak patlamadığı için çıkan sesi kimse ciddiye almadı ve basit bir şaka olarak düşündüler. Devamında ilk kurşunlarını sıkmaya başlayan Eric ve Dylan’ın ilk kurbanları bahçede yemek yiyen iki arkadaş oldu. Kurbanlardan biri yediği 4 kurşun sonucu o anda hayatını kaybederken diğeri 8 kurşun yemesine rağmen yaralı olarak kurtuldu.
Daha sonrasında merdivendeki 3 öğrenciyi taramaya başlayan saldırganlar kafeteryaya doğru ilerleyip önlerine çıkanlara ateş açtı. Kafeteryaya gitmelerindeki asıl amaç oradaki herkesi öldürmek değil patlamayan propan bombasını kontrol etmekti.
Kafeteryadan gelen sesleri duyan resim öğretmeni hemen kütüphaneye koşup orada bulunanlara saklanmalarını söyledi ve masanın altından polisi aradı. Çok geçmeden kütüphaneye giren saldırgan ikili içeride bulundukları süre boyunca 10 kişiyi öldürüp 12 kişiyi de yaraladı. Kütüphaneden sağ çıkanların ifadelerine göre Eric ve Dylan kütüphanede bulundukları süre boyunca alaycı bir tutum sergilemişti ve özellikle okulun spor takımında olan birilerini aramışlardı. Ayrıca ellerinde kütüphanede bulunan 50’den fazla kişinin hepsini öldürmeye yetecek kadar cephane olmasına rağmen bunu yapmadıkları, sıkılıp kütüphaneyi terk ettikleri söyleniyor.
Oyunun Sonu
Saat 11:36’da kütüphaneyi terk eden Eric ve Dylan okulun fen bilimleri bölümüne girdi. Orada sadece boş kutulara ateş eden ikili yeniden kafeteryaya döndü. Eric, bir türlü patlatamadığı propan bombasına ateş etti ancak sonuç olumsuz oldu. Kafeteryayı terk ederken Eric bombaya bir molotof kokteyli fırlattı. Ateşin gazla temas etmesi sonucu ufak çaplı bir patlama yaşandı ancak bu sadece kafeteryanın camlarının kırılmasına neden oldu.
Kafeteryadan sonra okulun diğer bölgelerine giden saldırganlar sınıflarda saklanan öğrencilerle camdan dalga geçtiler ama sınıflara girmek gibi bir aksiyonda bulunmadılar. Öğle saati patlamasını umdukları arabanın içindeki bombayı izlemek için ön bölgeye bakan bir kısma geldiler. İlk bomba gibi bu bomba da patlamadı. Okulun içinde bir süre daha dolanan ve polisle kısa bir çatışmaya giren ikili saat 12:08’de kafalarına sıkarak intihar etti. Böylece oyun sona ermiş oldu.
Yaklaşık 1 saat süren saldırının ardından 12’si öğrenci 13 kişi hayatını kaybetti. Eğer her şey planlandığı gibi gitmiş olsaydı yani yerleştirdikleri bombalar düzgün bir şekilde patlamış olsaydı kütüphane komple kafeteryanın üzerine çökecekti. Sonrasında ellerindeki molotof kokteyllerini ve patlayıcıları kullanıp çok daha büyük bir felaket yaratacaklardı zaten asıl amaçları okulu haritadan silmekti. Ancak başlangıçtaki başarısızlık onları sinirlendirdi ve bu nedenle plansız bir şekilde etrafa rastgele ateş etmeye başladılar. Bu sayede yüzlerce kişi ölmekten kurtulmuş oldu.
Olayların Ardından
Yaşananlar elbette ülke genelinde büyük bir şok etkisi yarattı. Uzun süre gündemde kalan olayın bu kadar ilgi çekmesindeki en büyük etken Eric ve Dylan’ın ilginç kişilikleri ve yaptıkları plandı. Bir sürü komplo teorisi ortaya atıldı. Eric ve Dylan’ın sevdiği şarkıcıları suçlayanlar oldu, oynadıkları oyunlardan etkilendiklerini söyleyenler oldu. Okullara girişte denetimler arttırıldı. Bunun dışında vatandaşların bu kadar kolay bir şekilde silah edinebilmesi eleştirildi.
Columbine Lisesi bahçesine ölen herkes için birer haç dikildi. Eric ve Dylan için de konulan haçlar gelen tepkiler üzerine kaldırıldı. Saldırgan gençlerin aileleri özür mektupları yazdılar. Okulun simgesinde bulunan tüfek figürü kaldırıldı.
Sonuç olarak Columbine Lisesi Katliamı arkasında bıraktığı acının yanında birçok toplumsal tartışma konusunu da beraberinde getirdi. Bu olayın ardından çok daha fazla ölümcül birçok okul baskını daha yaşanması Amerika’nın henüz okul baskınlarıyla ilgili bir çözüme ulaşamadığını gösteriyor.
Daha fazla bilgi için olayın detaylarının işlendiği, Marilyn Manson gibi toplumu kötü etkilemekle suçlanan isimlerin röportajlarının yer aldığı ve Amerika’daki silahlanmanın eleştirildiği Bowling for Columbine belgeselini izleyebilirsiniz.
Ayrıca Amerika’da gerçekleşen bir başka okul baskını SANDY HOOK İLKOKULU SALDIRISI hakkındaki yazımıza da bakabilirsiniz.