2013 yılında Jason-4 isimli bir römork teknesi Atlantik okyanusu açıklarında dev dalgalara yenik düşüp 12 mürettebatıyla birlikte suyun 30 metre altına gömüldü. Bu korkunç kaza sonrası hayatta kalan tek kişi Harrison Okene olmuştu ancak o da okyanusun dibinde enkaz altındaydı. Geçirdiği kazadan mucize eseri kurtulan denizci, yeniden suyun üstüne ancak kazadan 60 saat sonra çıkabildi. Bu akıl almaz hayatta kalma hikayesine yakından bakalım.
Kazanın Öncesi ve İlk Saatleri
Nijerya dünya üzerindeki en fakir ülkelerden biri. Halkın büyük çoğunluğu fakirlikle mücadele ediyor. İş olanakları sınırlı ve insanlar para kazanabilmek için tehlikeli işlerde çalışmayı göze almak zorundalar. Harrison Okene de bu insanlardan biri olarak petrol arama teknesinde aşçı olarak işe girmişti. Denizcilik günümüz şartlarında bile tehlikelere açık bir iştir. Gelişen teknolojimiz henüz doğa şartlarının üstesinden gelebilecek seviyede değil. Bunun yanında Nijerya ve çevresinde denizcilik yapıyorsanız korkmanız gereken bir diğer husus korsanlar. Ticari bir gemide çalışıyorsanız her daim korsanlar tarafından saldırıya uğrama tehlikesi altındasınız demektir.
Harrison Okene ve diğer iş arkadaşları karşılaşabilecekleri tehlikelerin bilinciyle Jason-4 isimli gemiyle denize açıldılar. Gemide korsanlara karşı bazı önlemler alınmıştı. Bunlardan biri geminin kapılarını kilitlemekti.
Geminin kıyıdan yaklaşık 20 kilometre kadar açıldığı sıralarda doğa onlara acı bir sürpriz hazırlamıştı. Normalde fırtına beklenmeyen bir gün olmasına rağmen birden fırtına çıktı ve çok geçmeden dev dalgalar gemiyi yuttu. Alabora olan gemi okyanusun dibine doğru batmaya başladı. Gemidekiler bu beklenmedik durum sonrası kapıları kilitli olduğu için zamanında gemiyi terk edemediler ve kendilerini suyun dibinde buldular.
Gemi batmaya başladığı esnada saat sabah 5 civarıydı. Okene o sırada tuvaletteydi. Küçücük bir alanda olayın ilk şokunu yaşadı ve açmak istediği kapı geminin içine hızla dolan suyun baskısıyla açılmıyordu. Gemi batarken o tuvalette mahsur kalmıştı ve kapının altından sular geliyordu. Ufacık bir aralık açabildiği sırada arkadaşlarından yardım istemeye çalıştı ancak o anda onunla ilgilenecek kimse yoktu çünkü herkes ya kamarasına dolan suların içinde kalmış, ya da batan gemide sağa sola savruluyordu.
O panik anlarında ne yapacağını bilemeden bekleyen Okene’nin içinde bulunduğu tuvaletin kapısı bir anda açıldı ve gemiye dolan suların akıntısına kapıldı. Akıntıda oradan oraya savrulan Okene kendisini bir başka tuvaletin içinde buldu. Bulunduğu yerde şans eseri hava boşluğu vardı ve bu boşluk onu boğulmaktan kurtarmıştı. Sularda savrulurken sağa sola çarpan vücudu darbe almaktan perişan olmuştu. Okyanusun dibinde, kapkaranlık bir enkazın içinde sıkışıp kalmıştı.
Kurtarılma Anları
Jason-4’ün batışını görenler hemen yetkililere haber verdiler. Arama kurtarma ekibi enkazı kontrol etmek için suya daldı. Bu esnada mucize eseri denk geldiği küçücük hava boşluğunda dalgıçların sesini duyan Okene, yerini belli etmek için duvarlara vurdu ancak bu çabası sonuçsuz kaldı. Dalgıçlar yaşam belirtisi bulamadan karaya çıkarken Harrison Okene enkaz altında kaldı.
Etraf karanlıktı ve dışarıdan hiçbir ses gelmiyordu. 1 gün boyunca kaldığı yerde artık oksijen tükenmek üzereydi. Burada daha fazla kalırsa nefessizlikten ölecekti. O da enkaza dalıp başka bir hava boşluğu aramaya karar verdi. Kaybedecek bir şeyi yoktu. Karanlık sularda rastgele ilerledi. Şansı yine yaver gitti ve girdiği bir kamarada başka bir hava boşluğu buldu. Yeniden oksijene kavuşmuştu ancak okyanusun dibinde su çok soğuktu. Üşüyordu ve vücudu çok fazla darbe almıştı. Etradında bulduğu eşyalarla kendisine yer yapan, bir nebze suyun soğukluğundan kaçabilen Okene o şekilde ne olacağını bilemeden yaşamaya devam etti.
Zaman ilerledikçe işler Okene için daha da kötüye gidiyordu. Aç ve susuzdu, vücudu yara bere içindeydi ve oksijeni sınırlıydı. Dışarıdan bazı sesler duymaya başladı ve bu seslerin ölmüş arkadaşlarının cesetlerini yemeye gelen balıklar olduğunu çok geçmeden anladı. Kendisi de muhtemelen o balıklara canlı canlı yem olacaktı. Bu şartlarda içinde bulunduğu psikolojiyle adeta arafta gibiydi.
Bu esnada gemi enkazı için yeni bir dalgıç ekibi kurulmuştu. Artık amaçları gemicilerin cesetlerini toplamaktı. İlk gelen kurtarma ekibi geminin kapıları kilitli olduğu için enkazın içine girememişti. Yanlarında yeterli ekipman yoktu. Bu kez kapıyı açmalarını sağlayacak ekipmanla suya daldılar ve gemiye girdiler. Ölümle yaşam arasındaki Okene yeni gelen ekibin sesini duydu. Artık gerçeklikten uzaklaştığı için emin olamasa da onlara sesini duyurmak için elinden geleni yaptı. Kabinin içinde bulunduğu koridordan dalgıç ekibinin geçtiğini gördü. Yine kimse onu görmemiş gibiydi.
Tam ikinci kez sesini duyuramadığını düşündüğü sırada dalgıçlardan biri Okene’nin sallanan elini gördü. Ele doğru uzanan dalgıç tuttuğu elin elini sıkmasıyla şok oldu. Oraya ceset aramaya girmişlerdi ama beklenmedik bir şekilde canlı birini bulmuşlardı.
Dalgıç tüm ekibi bulunduğu yere yönlendirdi. Okene’nin dalgıçlardan ilk istediği şey su oldu. Koca bir şişe suyu tek dikişte içen Okene için kara yolu gözükmüştü ancak hala daha problemler vardı. İçinde bulunduğu alanda oksijen artık bitmişti. Ekip canlı birini bulmayı beklemediği için yanında yedek oksijen tüpü getirmemişti. Yukarıdan gelmesi de 1 saati bulacaktı. Nefessiz kalma tehlikesi içindeki Okene, bu problemden kurtulsa bile başka bir problem daha vardı. Okyanusun dibinden bir anda karaya çıkarsa vurgun yeme ihtimali vardı. Usta dalgıçların bile karşılaşabileceği bu vurgun ihtimali, vücudu iflas etme noktasındaki ekipmansız bir adam için neredeyse kesindi.
Dalgıçlar zar zor nefes alan Okene’yi ayık tutmak için onunla sürekli konuştular. Mutlaka bilinci açık kalmalıydı. Yukarıdan oksijen tüpü gelince Okene bir problemden daha sıyrılmış oldu. Ne yazık ki vurgun yeme tehlikesi için yapılabilecek bir şey yoktu ama denemekten başka da seçenek yoktu.
Dalgıçlar Okene’yi halatla yukarı çekeceklerdi. Fakat içinde bulundukları gemi enkazından çıkmaları için önce aşağı doğru yüzüp daha sonra yukarıya doğru yüzmeleri gerekiyordu. Bu basınç değişimi Okene’yi öldürebilirdi. Başka seçenekleri olmadığı için işe koyuldular. Kurtarma operasyonu başta güzel başlasa da Okene bir süre sonra bilincini kaybetti. Dalgıçların uğraşları sonrası kendine geldi ve halatla yukarı doğru yüzmeye devam etti. Kazanın üzerinden tam 60 saat geçmişti ve Okene karaya daha yeni çıkıyordu.
Kurtalma anlarına ait videoyu buradan izleyebilirsiniz.
Olayların Ardından
Yeniden karada olan Okene ilk olarak ne kadar zamandır orada olduğunu sordu. 3 gün yanıtını alınca çok şaşırdı çünkü kendisi yalnızca 1 gündür orada olduğunu düşünüyordu. Başka kurtulan arkadaşı olmadığını duyuncaysa gözyaşlarına boğuldu.
Tarihe geçen bir hayatta kalma mücadelesine konu olan Harrison Okene, sudan çıkarıldıktan sonra vücudu normale dönene kadar bir basınç odasında kaldı. Birkaç güne iyileşen Nijeryalı sımsıkı tutunduğu hayatına geri döndü. Tabi artık gemilerde değil karada aşçılık yapıyor.
2019 yılında Harrison Okene: Sixty Hours Underwater ismiyle yaşadıklarını konu alan bir kitap yayınlandı. Kitap henüz Türkçeye çevrilmedi.